Merhaba bu kez içinizden biri olarak sizleri mutfağımda ağırlayacağım ;)
Daha önceki yazılarımı takip edenler bilir ama ben yine birazcık bahsedeyim.
Kütahya da görev dolayısı ile 5 yıldır yaşıyoruz.
Bundan çok kısa bir zaman sonra geçen yaz taşındığım bu evden tayin dolayısı ile yine taşınıyoruz!
Ama bu sefer il içi değil il dışı.
Eşim İzmirli ben ise Eskişehirliyim. İkimizde branşlarımızdan dolayı memleketlerimize gidemiyoruz.
Öğretmen olanların daha iyi anlayabileceği bir durum bu ;)
Dolayısı ile radikal bir karar verip hem puan toplama hemde değişiklik istediğimizden ötürü il dışı olarak İstanbul istedik ve oldu :)
Bundan sonra Küçükçekmece deyiz.
Biz mutluyuz kendi isteğimiz ile gidiyoruz. Şimdiden orası çok pahalı, yaşam zor, hayat zor, kalabalık gibi lafları çok duyduğumuzdan lütfen sizlerde söylemeyin, bizlere destek olun olur mu :)
Küçük bir rica bu sadece...
Söylemeden edemeyeceğim bizler artık yaşını başını almış bireyler olarak bazı kararları kendi özgür irademiz ile, mutlu huzurlu olabilmek adına verdik.
İstanbul'un pahalı bir şehir olduğunu yaşamın kolay olmadığını , trafik problemi olduğunu bilemeyecek, düşünemeyecek kadar aptal değiliz!
Lütfen akıl vermeden önce bizim ne kadar mutlu ve istekli olduğumuzu görün ve bize şans dileyin!
Bu çok zor bir şey değil emin olun...
Sanırım biraz doldum bu konuda yazmak istedim.
Neyse gelelim benim şirin, şeker, pastel mutfağıma.
Tam düzen kurmuşken yeniden yolculuk vakti...
Yeni bir hayat bekliyor bizi...
Zevkleri sürekli değişen biri olarak bir şeylere sürekli bağlı kalmayı sevmiyorum.
Aynı şeyleri görmekten sıkılıyorum.
Evet bazen birazcık masraflı olsa da artık şunun bilincindeyim; insan elindekini
kullanarak da farklılığı elde edebilir.
Evet çok seviyorum ıvır zıvır şeyleri her yeri doldurmayı.
Geçen yaz taşınırken kendime ne kadar büyük bir eziyet ettiğimin farkına vardım.
Çok severek aldığım eşyaları sırf kırılmasın zarar görmesin diye bir sürü ambalaja sarıp saatlerimi almasından sonra kendime acıdım.
Sürekli almak en son moda olanı kullanmak gerçekten çok güzel.
Ama nereye kadar...
Hem maddi açıdan yük hemde biz tayincilere büyük bir yük.
Ben de karar verdim ki artık sıkıldığım zaman yenisi almak yerine elimde olanı
modaya uydurmaya karar verdim.
Mutfağımda bir çok yerde bunu uyguladım hem de kendim yapma zevkine vardım.
Alma huyumu tamamen bırakır mıyım bilemiyorum ama benim için büyük bir adım bu :))
Mutfağımın en sevdiğim köşelerinden biri.
Eski antik kuntik şeylere bayılıyorum.
Annem de bu huyumu bildiği için teyzemden benim için istemiş bu güzel emaye çaydanlığı.
Ahh ah eskiye kıymet veren az kaldı anacım :))
Bu güzel paspas English home yaz sezonu ürünü bunu almazsam olmazdı :(
Patates, sarımsak birde soğan emaye saklama kaplarını geçen sene altıncıcadde den almıştım.
Bu güzel dolap aslında ecza dolabı ama ben onu mutfağımda kullanmaya
kıyamadıklarımı koymak için yaptım.
Evet kendim yaptım. Dekoratif boyama dersi aldığım
İzmir deki Boyacı Kedi Atölyesinden ham halini alarak kendi istediğime göre boyadım.
Kurabiye adamlarım tepe home yılbaşı sezonundan.
Bu minik cici çilek kasası yeni haliyle nasıl olmuş sizce???
Biraz boya biraz da hamur kabartma ile duvarımda çok hoş oldu.
Pembe çaydanlık şeklindeki duvar dekoru english home,
mini radyo izmir hediyelik eşya fuarı, fotoğraf çekiminden önce aslında iki tane olan yere düşüp kırılan yumurtalıklarım ise green gate :(
Bu arada bu radyo aslında kırmızı renkti ama pembe bir dokunuşla daha güzel oldu bence :)
Zamane gençleri çeyizleri hiç kullanmıyor öylece sandıklarda soluyor
demeyin çıkardım bir güzel serdim dantel örtümü :))
Dedim ya eskiye değer veriyorum.
Anneciğim kullandığım yeri görünce biraz şaşırmış olsa da bir yandan kullanıyorum diye de sevindi :)))
Bu güzel saatte yine anneciğimin hediyesi.
Gelelim kavanozlara!
Şeker tadında yemelik değil bakmalık kavanozlarımı kendim yaptım.
Kavanozlar hediye gelmiş kullanılmayı bekleyenler sırasında duruyordu.
Belki hatırlayan vardır. Bu tel baharatlık aslında bambaşka bir şekildeydi. Yine kendi yaptığım kavanozlar içindeydi hatta evim dergisinde yayınlanan ilk kendin yap çalışmalarımdan biridir. Bakmak isterseniz buraya iki tık tık :))
Ben bu yeni halini daha çok sevdim.
Kavanozlar cam boyası ile boyandı, kapakları bir güzel kremalandı ve tel dolap beyaza boyandı.
Ayrıca bu cam kavanozlarla ilgili bir sürprizim olacak size ama biraz daha var ;)
Çok eski zamanlarda kullanılan kandilleri koymak için yapılmış tarihi bir kandillikle tanıştırayım sizi.
Karadenizin yaylaları meşhurdur. Sanırım ben ortaokula giderken bir yaz babaannemin artık yaşam olmayan, evlerin terkedildiği yaylasını ziyaret etmiştik ailecek.
İşte bu kandilliği o terkedilmiş evde bulduk üzerinde 1948 yazıyor...
Yine ufak bir dokunuşla tüm eskilerinden arınarak yeni haliyle mutfağımda.
Üzerinde ki kavanoz instagram da satış yapan shabbychic sayfasından.
Demir askılık ve minik çerçeve englis home.
Uzaktan sevdiğim köşem böylede tatlı gözüküyor :)
Gelelim yemek masası bölümüne.
Aslında ilk evlendiğimde mutfağımın bu renklerle uzaktan yakından alakası yoktu.
Turuncular, kırmızılar, sarılar! Ne yapmışım ben ya :))
Neyse ki artık zevklerimin farkındayım olur olmadık işler yapmıyorum :)
Şimdi krem ve pembe fiyonklu olarak gördüğünüz o minderler işte o malum renklerdendi :(
Bir parça kumaşla üstlerini kapladık ve işte olduuu :)))
Runnerımı kendim diktim söylemezsem olmaz:)
Canım arkadaşımın makinasında il dikiş deneyimim bu runner oldu.
Piti kareli bir kumaş biraz da fırfırlı kurdela...
Banklı yemek masam Ikea dan.
Duvarımda ki çerçeve eşimle özel fotoğraf çekiminden kalma bir hatıra. Hem fotoğraf çerçevesi hem de aksesuar görevini görüyor ;)
Üzerinde ki tarihler evlilik tarihimiz.
Üstteki minik aslında poşet çay tabağı ama şimdilik başka yerde görev yapıyor :))
Renkleri kullanmaktan korkmayın yeter ki uyumlu olsun ;)
Dergi tutucunun altında ki örtüde sandıktan çıkma çok özel bir kanaviçe örtü severek kullanıyorum.
Fotoğraf çerçevesini mutfağıma uysun diye yaptırmadım.
Değişen zevklerim doğrultusunda aslında evde kullanılmayan eşyaların işe yarayacağının, dekorun bir parçası olacağının farkına vardım.
Bir diğer güzel köşem işte burası.
İlk çıkış noktam bu köşem oldu zaten. Bu ara ile ilgili yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
Dikkat ettiyseniz mutfak dolaplarımı hiç göstermedim bile.
Tahmin edin bakalım kiracı olduğunuz evde mutfak dolapları ne renk olur ???
Hiç benim zevkim olmayan artık klasikleşmiş koyu kahve dolaplar...
Neyse siz yine de beyaz bir dolap hayal edin olur mu bu mutfağa çünkü ben öyle hayal ediyorum :)
Kendi evim olursa da öyle olacak.
İstedim ki bu yazıyı okuyan her birinize kahve yapayım bu güzel mutfakta.
Bu mutfağımda olmasa da yeni mutfağımda belki nereden bileceksiniz :))
...Hepinizi öpüyorum sevgilerimi gönderiyorum...